Türk denizcilik eğitiminin 131. ve İTÜ Denizcilik Fakültesi (İTÜDF)'nin 23'üncü kuruluş yılı dolayısıyla düzenlenen Geleneksel Balık Günü bu yıl da coşkuyla kutlandı.
İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunlar Derneği (DEFAMED) ve İTÜ Denizcilik Fakültesi işbirliği ile düzenlenen Geleneksel Balık Günü bu defa 12 Aralık 2015 tarihinde düzenlendi.
Boru-trampet takımı eşliğinde düzenlenen törenle Ulaştırma ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım ve bürokratlar ile misafirler karşılandı. Törenden önce sergi alanını ziyaret eden Bakan Yıldırım, bütün stantları tek tek gezdi ve öğrencilerle muhabbet etti. Yıldırım'ın en fazla dikkatini çeken stant ise İTÜ Denizcilik Fakültesi öğrencilerinin yaptığı kendi kendine yönünü tayin edebilen "İnsansız Su Üstü Aracı" oldu. Aracı uzun süre inceleyen Yıldırım, öğrencilere çeşitli sorular sordu.
Tören öncesinde Müh. Süleyman Savaş, kaleme almış olduğu “Beni Deniz Ortasında Yapayalnız Koydular” isimli kitabını imzaladı.
Daha sonra törenin gerçekleştirileceği spor salonuna geçildi. Törene; Ulaştırma ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım, Kars Milletvekili Ahmet Arslan, Ulaştırma ve Denizcilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Özkan Poyraz, Bakanlık müşavirleri Suat Hayri Aka, Hızır Reis Deniz, Cemalettin Şevli, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Yaşar Duran Aytaş, Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı, Tuzla Kaymakamı Ali Rıza Çalışır, HEAŞ Genel Müdürü Hasan Naiboğlu, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oral Erdoğan, Türk Uzakyol Gemi Kaptanları Derneği Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Kapt. Koray Karagöz, TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Müh. Feramuz Aşkın, Türk Kılavuz Kapanlar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kapt. İsmail Akpınar, İTÜ Denizcilik Fakültesi (YDO) Mezunları Sosyal Yardım Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Kapt. Tahir Sarıoğlu, Denizcilik Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Müh. Erkan Dereli, İMEAK DTO Yönetim Kurulu Üyesi Kapt. Alev Tunç, Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kapt. Salih Zeki Çakır, Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Başkanı Başaran Bayrak, denizcilik camiasının duayenlerinden Kapt. Altay Altuğ ve Müh. Suay Umut'un yanı sıra sektör temsilcileri, öğretim görevlileri, mezunlar, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.
Ruhi Sarıalp Kapalı Spor Salonu’ndaki gerçekleştirilen törende ilk olarak Ulu Önder Atatürk ve deniz şehitleri anısına saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
Törende ilk konuşmayı İTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Salim Söğüt gerçekleştirdi. Söğüt konuşmasında, “Hepinizin bildiği gibi Yüksek Denizcilik Okulu ve İTÜ Denizcilik Fakültesi: Geleneksel değerlerine, milli ve manevi değerlerine, Cumhuriyet değerlerine, Atatürk'ün ilke ve inkılaplarına bağlı, bayrak ve millet sevgisiyle dolu nesiller yetiştirmektedir.
İTÜ Denizcilik Fakültesi olarak bu değerleri her zaman muhafaza edeceğiz.
Yüksek Denizcilik Okulu'nun ‘Fakülte’ olmasının üzerinden 23 yıldan fazla bir süre geçti. Bu süre içinde, İTÜ Denizcilik Fakültesi kabuk değiştirmek için büyük çabalar sarf etti. Biz de bu atılımları hızlandırarak devam ettiriyoruz” dedi ve fakültenin çalışmalarından bahsetti. Dekan Söğüt konuşmasına şu şekilde devam etti; “Hepinizin bildiği gibi Fakültemizin en büyük eksiği bir eğitim gemisidir. Fakültemize, çağdaş bir eğitim gemisi kazandırmak için mezunlarımızın desteğini bekliyoruz.
Fakültemizde pek çok emeği bulunan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Sayın Binali Yıldırım'ın doğrudan eğitimle ilgili bu talebimizi değerlendireceğinden eminiz.
Bütün bu faaliyetler devlet kurumlarının uyumlu çalışması ile gerçekleşebiliyor. Bize her tür çalışmamızda destek veren sayın rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Karaca'ya teşekkür
ediyorum.”
İTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Salim Söğüt’ün ardından konuşmasını yapmak üzere İTÜ Denizcilik Fakültesi (YDO) Mezunları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kapt. Baybora Yıldırım kürsüye davet edildi. Yıldırım şu şekilde konuştu; “Bu güzel günün adından da anlaşılacağı gibi; 131 yıllık geçmişe sahip Türkiye'nin tartışmasız en köklü ve ilk Denizcilik eğitim kurumu olan; 1884 yılının Aralık ayında o zamanın aydın denizcileri tarafından kurulan ve ilk adıyla ‘Leyli Tüccar Kaptan Mektebi’ olan okulumuz bugün İTÜ Denizcilik Fakültesi adıyla eşsiz bir eğitim vermektedir. İdealist ve geleceği gören okul mezunlarımızın; birlikte hareket etme ve cemiyet kurma inançları ile M/V Bakır gemisinin zabitan salonunda 1947 yılında okyanusun ortasındaki dernek kurma planları doğrultusunda 1949 yılının Ağustos ayında kurdukları ve bugün 66 yaşında olan derneğimizin ebediyete intikal etmiş ve hayatta olan kurucularına huzurunuzda bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
130 yıldır süre gelmiş olan bu gelenek sizlerin maddi ve manevi desteği ile gerçekleşmektedir. Bu vesile ile buraya gelerek destek olan siz misafirlerimize ve maddi olarak desteğini esirgemeyen tüm sponsor firmalara huzurlarınızda şükranlarımızı sunuyoruz.
ABB Elektrik, Active Shipping, Akbaşoğlu, Alize Gemi Kiralama, Arkas Denizcilik, AYT Deniz Kimyasalları, Bridge Oil, Borachart, Chemfleet, Çavuş-Coşkunsu Avukatlık Bürosu, Çeliktrans, Deniz Ticaret Odası, Deniz Kılavuzluk A.Ş., Densan, DEPA, Elkenz, DNV-GL, Gemi İnşa Sanayicileri Birliği, İDO, İstanbul Marine Türbin, Intermar, Jotun Boya, KOSDER, Llovds Register, Medmarine, Marineline, Mügesan, Onursan, Omur Marine, Entech Optima, Port Akdeniz Antalya Limanı, Sanmar, Semar, Transatlantik Gemi, Turmar, Uzmar, Yeditepe Grup ve kişisel bağış yapan Mehmet Akça, Aykut Şarman ve Namık Demirhan'a huzurlarınızda bir kez daha teşekkür etmek işitiyorum iyi ki varsınız.
Sürekli olarak balık günlerine katılan ve takip eden misafirlerimiz hemen fark edecektir ki bu sene derneğimiz ödül alacak mezunlarımıza diğer senelerden farklı olarak her zaman mensubu olmaktan gurur duydukları okullarının nişanını taktim edecektir. Ve inanıyorum ki, tüm mezunlarımız bu nişanı gururla taşlayacaklardır.
Geçmiş senelerde plaket ile onurlandırılan mezunlarımızı unuttuğumuz sanılmasın. Kendileri derneğimizle temasa geçmeleri halinde bu onur verici nisana sahip olabileceklerdir.
Balık gününde azalmadan çoğalmak dileklerimizle hepinize Allah selamet versin.”
Daha sonra Genel Zabit, 4. Sınıf öğrencisi Baturay Özdemir konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edildi. Baturay Özdemir şu şekilde konuştu; “Bizim adımız İTÜ Denizcilik Fakültesi, soyadımız Yüksek Denizcilik Okulu’dur. Lumbarağzından adım attığımız ilk dakikadan beri, bu büyük ailenin bir üyesi olmanın gururunu taşıyoruz. 131 yıllık soyağacımız her geçtiğimiz yıl köklerini salmaya devam etmektedir. Bizler, sizlerden ve birbirimizden aldığımız bu güç ile herhangi bir zorunlulukla değil gönül bağı ile kendimizi bu yola adayarak ilerlemekteyiz. Ağabeylerimizden aldığımız bu bayrağı bir adım öteye taşıma arzusu, bizi her zaman göreve hazır halde tutacak, içimizdeki çalışma azmini kamçılayacaktır. YDO ruhuna sahip çıkmayı görev edinmiş olarak, bu ruhun omzumuza yüklediği sorumlulukları, değerlerimizden ödün vermeden yerine getirmekteyiz. Önemli bir konu olarak, denizcilikte ileri milletlerde olduğu gibi bizlerin de öğrendiğimiz teorik bilgileri, uygulayacağımız pratik alanlara ihtiyacımız tartışılmaz bir gerçektir. Okulumuzun ve günümüz Türk denizciliğinin en büyük eksikliği, eğitim gemisi ve okul destekli staj imkânlarının yetersizliğidir. Eğitim gemilerinin sağlanacağının sözünü almakla beraber, bu eğitim gemilerine yapılacak işletme modellerinden uygun olan bir seçeneğin, en kısa sürede hayata geçirileceğine olan umudumuz sürmektedir ve bizler, her zaman bize düşecek göreve hazırız.”
Mezunlar adına kürsüye davet edilen Müh. Süleyman Savaş ise şu şekilde konuştu: “Bugün yine, coşkusu ve dayanışması ile örnek nitelikteki bir balık gününü birlikte yaşıyoruz. Eski yeni mezunlar, aileleri, fakülte yöneticileri, konuklar ve öğrenci kardeşlerimizle birlikte, herkesin birbirlerini kucaklayarak, bağlılıklarını ve sevgilerini sunabileceği bir ortamdayız. Bundan daha büyük bir mutluluk, bundan daha büyük bir gurur var mı?
1884 yılından buyana çalışmalarını kesintisiz olarak sürdüren okulumuz, sadece ülkemizin ilk ve en eski denizcilik okulu olmakla kalmıyor, tüm dünyadaki kıdemli denizcilik okulları arasında da seçkin yerini koruyor. İşte böyle seçkin bir kurumun üyesi olmaktan duyduğum onur bu…
Okulumuzun 1131. yılını tamamlamanın büyük onurunu yaşıyoruz. Bizi bugünlere taşıyan atalarımıza, çok değerli mezunlarımıza saygılar sunuyoruz ve her sene yeni mezun olan kardeşlerimizin, bu yolculukta attığı adımları geleceğin güvencesi sayıyoruz.
Ulusal iklimimizde aydınlığının mimarı Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, yol arkadaşlarının, ulusal bağımsızlığımıza, toplumsal saygınlığımıza ve esenliğimize özverili katkılarda bulunmuş tüm insanların, emek ve anıları önünde özlemle eğiliyorum.
İnsanlığın karanlığa karşı onurlu savaşında yer almış, insanlaşma sürecindeki gelişime katkılar sağlamış tüm toplum öncüleri saygıyla anıyorum.
Yitirdiğimiz her denizci, içimizde oluşan bir boşluktur ama bıraktığı izlerin sessiz katkısıyla bizlere yol göstermektedir. Farklı nitelikleriyle hep aramızda var olacak abilerimizi, arkadaşlarımızı ve kardeşlerimizi saygıyla anıyorum.”
İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca ise konuşmasına, denizcilik fakültesinin tarihten elde ettiği geleneği yaşatan, geçmiş ile gelecek arasında köprü oluşturan nesiller yaşattığını söyleyerek başladı. Karaca, "Sizler bizim bugünümüz ve yarınımızsınız. Sizlerin başarısı sayesinde fakültemiz denizcilik eğitiminde üst seviyelerde. Bugün mezunlarımız ve öğrencilerimizle birlikteyiz. Hakkınız ödenmez, hepinize teşekkür ediyorum" dedi.
Son olarak ise konuşmasını yapmak üzere Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım kürsüye davet edildi.
Bakan Yıldırım, şu anda bütün dünyada olduğu gibi Türk denizcilerinin de sorunları olduğunu belirterek, "Küresel anlamda devam eden krizlerden denizciliğimizin en az etkilenmesi için bakanlık olarak gereken her türlü çalışmayı yapıyoruz, gereken her türlü desteği veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz" dedi.
Yıldırım, hayatı boyunca İTÜ ve denizcilik ailesinin bir mensubu olmaktan hep gurur ve mutluluk duyduğunu belirterek, buraya geldiğinde denizcilik ailesinin mensubu olduğunu bir kez daha kalbinin en derininde hissettiğini söyledi.
Bütün dünyanın övgüyle bahsettiği Türk aile kavramının sadece çekirdek aileyi kapsamadığını dile getiren Yıldırım, bugün gerçekleştirdikleri bu buluşmada denizciler ailesinin her geçen gün daha da büyüdüğünün görüldüğünü ifade etti.
Yıldırım, toplantının geçmişte Türk denizciliğine çok büyük hizmet etmiş denizci büyükleri buluşturmakla kalmadığını aynı zamanda denizlere açılmayı bekleyen onların kardeşlerini, onlarla bir araya getirdiğini anlatarak, "Geçmişi olmayanın geleceği olmaz. İşte geçmiş burada, gelecek de burada" dedi.
"Deniz bir sevdadır, yaşam tarzıdır. Deniz, zorluklarla mücadele etmeyi, kısmetine razı olmayı öğretir. Bu nedenle denize sevdalananlar bir daha iflah olmaz" diyen Yıldırım, hayatı boyunca hep denizle iç içe olduğunu ve denizcilik alanında birçok görev üstlendiğini bildirdi.
Yıldırım, 2002'de siyasete atıldığında denizlerden ayrı düştüğünü zannettiğini ancak siyasette de denizciliğin galip geldiğini ve Allah'ın, kendisini denizcilikten koparmadığını kaydetti.
Yıldırım, Türkiye'nin deniz sınırlarının kara sınırları uzunluğunun neredeyse 3 katı olduğunu belirterek, bu yüzden denizciliğin ülkenin ana konularından biri olduğunu, ecdadın cihana hakim olmasının arkasında da denizcilikle ilgili başarılarının yattığını vurguladı.
"Bugün, bütün dünyada olduğu gibi bizim denizciliğimizin de bazı sorunları var. Dünyada barışın ve istikrarın kaybolması en önce dünya ticaretini, ikinci olarak da tüm taşımacılığın yüzde 85'inden fazlasının gerçekleştiği denizcilik sektörünü etkiliyor. Küresel anlamda devam eden krizlerden denizciliğimizin en az etkilenmesi için bakanlık olarak gereken her türlü çalışmayı yapıyoruz, gereken her türlü desteği veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz."
Yıldırım, yatırımcıların denize yatırım yapmaya devam etmesini de istedi.
Bu sıkıntıların gelip geçici olduğunu dile getiren Yıldırım, "Uzun vadede mutlaka sektörde kararlılığını sürdüren, ayakta kalmayı başarabilen gelecekte çok daha etkin konuma gelecektir" diye konuştu.
Yıldırım, Mustafa Kemal Atatürk'ün "En güzel coğrafi vaziyette ve üç tarafı denizle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz. Denizciliği, Türk'ün büyük ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız" sözünü hatırlatarak "Denizciliğimiz için amaç ve vizyon budur. Bu vizyon etrafında İTÜ Denizcilik Fakültesi ve eğitim camiamıza yaptığımız yatırımlar devam edecek" ifadelerini kullandı.
Yıldırım, bu fakülteye yabancı olmadığını belirterek, fakültenin İTÜ'ye dahil olduğu ilk yıllardan bugüne kadar fakülte ile ilişkilerinin devam ettiğini söyledi.
Okulda derslere girdiğini ve denizci kardeşlerine bilgi ve tecrübelerini aktardığını dile getiren Yıldırım, burada gerçekleştirdikleri bazı faaliyetlerden bahsetti.
Yıldırım, fakültenin önemli eksiklerinden olan yurt konusunda başlattıkları çalışma sonucu güzel bir yurdun fakülteye kazandırıldığını anlatarak, yıllarca tüm denizcilik sektörüne hizmet eden Akdeniz Gemisi'nin artık kullanımda olmadığını hatırlattı.
"Akdeniz Gemisi artık yok. Fakültemizin en önemli sorunlarından birisinin 'staj gemisi' olduğunu biliyorum. Akdeniz de devreden çıkınca genç denizci kardeşlerimizin staj konusunda çok daha büyük sıkıntılar içine düşeceği aşikardır. Bu konuyu buraya gelmeden önce arkadaşlarımızla konuştuk ve bugün burada geleneksel balık gününde sizlere, sevgili denizci öğrencilere müjdemi açıklıyorum. Sizin 7 denizde gezebilecek en güzel staj gemisini sağlamak için gereken neyse onu yapacağız, hayırlı uğurlu olsun. Ayrıca bayan denizci öğrencilerimiz için de pozitif ayrıcalık uygulayacağız eğer izniniz olursa. Onların denizcilik ailesinde daha fazla yer almaları, stajlarda daha fazla imkan bulmaları için özel bir program geliştireceğiz."
Konuşmasının son bölümünde Türk denizcilik sektörünün son 13 yılda kat ettiği mesafelere değinen Yıldırım, 2002'de bakanlığa geldiğinde Türk denizciliğinin kara listede olduğunu, açılan gemilerin en yakın limanda tutulduğunu, denizciliğin sıkıntı yaşadığını anlattı.
Yıldırım, göreve geldiği ilk andan itibaren denizcilerin bakanlıkta daha fazla yer alması için adımlar attıklarını anımsattı.
Gemi tutulmalarında yüzde 84 azalma sağladıklarını, Türk denizciliğini ve gemilerini beyaz listede en üst noktalara çıkardıklarını bildiren Yıldırım, Türkiye'nin Uluslararası Denizcilik Örgütü'ne (IMO) son yıllarda en yüksek oyla seçilen üye olduğunun altını çizdi.
Yıldırım, "Artık dünya denizcilik camiasında sözümüz daha fazla geçiyor. Bu yıl iki denizci kardeşimizi de IMO'da istihdam edilmek üzere gönderiyoruz. Orada sizlerin uluslararası sorunlarınızı yakından takip edecekler" dedi.
Denizciliğe dair eğitim veren kuruluşların sayısının son 10 yılda önemli derecede arttığını dile getiren Yıldırım, öğrencilere en az 5-10 yıl denizlere açılmaları önerisinde bulundu.
Yıldırım, tersanelerde hali hazırda 30 bin kişinin istihdam edildiğini belirterek, "Bu 100 bin kişilik aile demektir. Tüm dünyadaki krize rağmen Türk ticaret filosu dünyanın bütün yükünü taşıyan 15 ülke arasındaki 13'üncülüğünü koruyor" diye konuştu.
Türkiye'nin 2023'te ilk 10 ekonomi olma hedefini hatırlatan Yıldırım, denizcilerin Türkiye'nin hedeflerinden her zaman bir adım önde gittiğini söyledi.
Yıldırım, şu anda 384 balıkçı barınağı olduğunu ifade ederek, 2003-2012 yılları arasında 45 balıkçı barınağını tamamlayarak balıkçıların hizmetine verdiklerini anımsattı.
Deniz ticaretinde de önemli mesafe kat ettiklerini vurgulayan Yıldırım, dış ticaret taşımacılığında denizciliğin payının yüzde 74'lere ulaştığını aktardı.
Yıldırım, "Cumhuriyet'in 100. yıl dönümüne giderken 3 denizimizde 3 büyük liman hedefimizi gerçekleştiriyoruz. Karadeniz'de Kilyos, Akdeniz'de Mersin, Ege'de Kuzey Ege limanlarını hayata geçirmek için adımları attık ve böylece Türkiye gelişen ekonomisiyle, gelişen taşımasıyla limanlarını, liman altyapılarını daha da geliştirmiş olacak" diye konuştu.
Denizcilerin denizde yaşam mücadelesi verenleri çekip kurtarması gerektiğini belirten Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: "Denizde yaşam mücadelesi verenin teknesini batırmaya çalışanlar denizci değildir, asla denizci kabul edilemez. Türk denizcisinin farkı da budur. Milliyetine bakmadan can mücadelesi verene elini uzatır, onu hayata bağlar. Mücadele edene bir tekme de o vurup onun hayatına son vermez. Bu nedenle de sizlere teşekkür ediyoruz. Dünyaya verdiğiniz bu güzel mesajdan dolayı."
Konuşmaların ardından İTÜ Denizcilik Fakültesi’ne öğrencilerin üzerinde çalışabilmesi için bir makine bağışlayan Yanmar Denizcilik temsilcileri Serkan Ay ve Tezcan Kılıç’a, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve İTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Salim Söğüt tarafından bir plaket takdim edildi. Daha sonra İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca ve İTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Salim Söğüt tarafından, yeniden bakanlık görevine getirilmesi dolayısıyla Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’a bir plaket takdim edildi.
İTÜ Denizcilik Fakültesi 40, 50 ve 60 yıl mezunlarına plaket verilmesinin ardından, okul yemekhanesinde özel balık menüsünün sunulduğu yemeğin ardından 2015 yılı Balık Günü etkinliği sona erdi.